Uzun zamandır iş sebebiyle biraz fazla yoğundum sanırım. Kendi bilgisayarımı açmak ve blog yazmak da biraz zor geldi bu süreçte. Halbuki yazmam gereken çok fazla şey vardı. Düşüncelerimi, duygularımı üzerini kapattığım tüm olguları yazmam lazımdı aslında. Ki tekrarı olmasın bazı şeylerin. Gerçi düşünüyorum da, ders aldığımı düşündüğüm bazı şeyleri yapmaktan kendimi alıkoysam da işler o kadar da istediğim gibi gitmiyor. Yani hissettiğim, düşündüğüm şeylere karşı tepkim değişse de sonuçların değişmediğini görüyorum. Aslında aynı şey insanlarla olan iletişimde de başıma geliyor sıklıkla. Bir durumdan hoşnut ya da rahatsız olduğunuzu karşı tarafa söylemek onun aksiyonları üzerinde pek de bir etki yaratmıyor galiba. Ya da, kabullenmekte zorlansam da, benim düşüncelerim/hissettiklerim aslında o kadar da değer görmüyor karşımdaki kişi/ler tarafından.
İnsan bazı şeyleri kabullenmekte hakikaten zorluk yaşıyor. Nasıl olur da düşündüğümden bile daha "değersiz" olurum? Karşınızdaki insanlara verdiğiniz değer o kadar önemli ki aslında, sizin hayatınızı etkileyecek raddeye bile gelebiliyor. Hangi hakla benim nasıl hissedeceğimi senin saçma sapan tavırların belirler diye düşünüyor insan, o noktada da anlıyor işte, "bu gücü sana ben verdim ve şu an senin inisiyatifinden medet ummaktan başka bir seçeneğim yok". Bu sebeple insanlarla kurduğunuz yakınlık çok önemli, hayatınıza ne denli dahil ettiğiniz de.
Aklımdakileri toparlamakta yine zorluk yaşıyorum ama beni anlayabildiğinizi umuyorum. Sınır çizebilmenin, endişelerinize saygı duyulmasını sağlayabilmenin hafifliğini yaşamak istiyor insan. Oysa bu aralar (ya da genel olarak) sadece hayatıma bir şekilde dahil ettiğim insanların yüklerini sırtlanmak zorunda kalıyorum gibi hissediyorum. Kimse de zorlamıyor bunun için aslında beni, sadece böyle gelişiyor işte olaylar. Kontrollü olduğum (ya da öyle gözüktüğüm) zamanlara kıyasla daha mutlu olabilirim diye düşünmüştüm, ne kadar da yanılmışım! Ben, ben olduktan sonra mutlu olmakta zorluk çekmeye devam edeceğim gibi görünüyor.
Bunların dışında, bu aralar genel olarak çok fazla mental breakdown yaşayıp belli etmemeye çalıştığım için bir yerden sonra iplerin fena şekilde koptuğunun farkına varıyorum. Kendime de keşke diğer insanlara gösterdiğim anlayışı gösterebilsem, belli ki en çok benim ihtiyacım var buna. "Bir su iç, bir kitap oku bir bir şey yap!" (Kendime ve buna ihtiyacı olan herkese motivasyon bulabilmesi için ✨gerekli✨ o cümleyi bırakıyorum :)) Bu kadar drama yeter sanki, bir dahaki yazıda (umarım) görüşmek üzere!
Hislerin geçerli ve önemli; görülmediğini hissetmek çok yorucu, ama bu seni daha az değerli yapmaz. Kendine karşı anlayışlı olmayı, başkalarına gösterdiğin anlayışla gösterebilirsin. Küçük içsel konuşmalarla zamanla kendinle barışmayı öğreneceksin.
ReplyDelete