Yazmaya istemsiz olarak ara verdiğim bir dönemin ardından, tekrar yazmaya başlamak iyi hissettirir diye umuyorum. Yazıp yazıp silmemi ve kullandığım her kelimenin eğreti durmasını bir kenara bırakırsak, tekrar hoş geldiniz (ben de dahil :))!!!
Yazmadığım bu dönemde aslında çok fazla şey yaşadım, ilerleme kaydetmeksizin (her konuda değil sanırım). İlerleme kaydettiğim durumlar da galiba başa dönmek ile sonuçlandı. Okulu bitirmek kısmını hallettim, başa dönme durumu olmadan :) Havanın çok sıcak olduğu (40 falan), yaşamaya devam etmenin pek de bir eğlencesi olmadığı günleri yaşıyorum. Sanırım yine de ümit ediyor insan, bir şeyler değişir de yaşamak sadece nefes alıp vermekten ibaret olmayı bırakır diye.
Yine gri bulutlarımla geziyorum galiba ama devam etmeyeceğim buna, merak etmeyin :D Uzun zamandır izlemeyi istediğim bir filmi izledim bugün. Çok saçma bir şekilde yakın hissettirdi (ne olacağını biliyorum işte! hissi gibi), galiba oyuncular (James McAvoy özellikle) ve hikayenin hissettirdikleri sebebiyle. Filmin adını yazmamışım, Atonement. Muhtemelen izlemeyen tek kişi bendim, ama yine de merak etmeyin spoiler vermek gibi bir amacım yok :D
Uzun uzadıya bir şeyler anlatmayı, laftan lafa atlamayı çok seviyorum gerçekten. Bunları yazarken bile beynimde benimle birlikte sohbete devam eden diğer parçalarım sohbete devam ediyor. Normalde de konuşmaktan zevk alıyorum fakat yaşadığım anlaşılamama sorunlarından dolayı diğer insanlarla olan sohbetin bir süre sonra beni germeye başladığını düşünüyorum. Eh ne diyelim o zaman, anlaşılma kaygısı gütmediğimiz insanlarla karşılaşabilmek dileğiyle!
No comments:
Post a Comment