Something not Special for All of Us

Friday 28 June 2024

SOAKED INTO THE WINE (OR DISAPPOINTMENT)

 




Bu kadar kısa bir zamanda tekrar bir şeyler yazacağımı düşünmemiştim ben de. Zaten pek tahmin edilebilir biri de sayılmam. Kafamın içindeki seslerin bu aralar asla susmaması sebebiyle, belki bir şeyler yazarsam rahatlarım diye düşündüm. Bu arada zaman çok ilginç bir şekilde ilerliyor, fark ediyor musunuz? 2024 yılının ilk yarısı bitmek üzere. Hoş, hayatımda pek bir şey değişmediği için zamanın işleyişi bana sadece çok depresif hissettiriyor. 

Kendinizi yeterli hissediyor musunuz, ya da yeterli hissedebilmek gerçekten de önemli mi? Ben sanırım bunun cevabından pek emin olamıyorum. Bu konu hayli kompleks geliyor bana, hangi konuda yeterli olmalıyım ya da her şeyde harika olmam mı gerek, bilemiyorum. Hayatın nasıl işlediği konusunda da pek fikrim yok sanırım (bir hayatım yok dememek için kendimi zor tutuyorum :D). 

Depresifliği ve sorgulamaları bir kenara bırakabilirsek, geçenlerde yine çok güzel bir film izledim. Muhtemelen yine en son ben izlemişimdir ama olsun :D Kirsten Dunst'ın çok ikonik bir tarihi figürü canlandırdığı Marie-Antoinette, gerçekten beğendiğim bir film oldu. Sinema ile çok alakası olmayan dümdüz biri olarak söylüyorum bunu tabii ki. Bu filmin bende çok ilginç duygular uyandırmasının bir sebebi de muhtemelen 5. sınıfta okuduğum ve kitabın gözümün önünde bir film gibi canlandığı (şarap fıçılarının şehre döküldüğü bir sahne var nedense aklımda) Charles Dickens romanı, İki Şehrin Hikayesi'dir. Bunları düşünürken tekrar okumak istedim kitabı :) 

Neyse hazır Kristen Dunst'ın lafı açılmışken, Virgin Suicides filminden de ufacık bahsetmek istedim. Kadın olmak ve her zaman eleştiri oklarının size doğrultulması, yaşınızı ve yaşadığınız toplumu bir kenara bıraksak bile birbirinizi anlayabilmeniz, bunun yanı sıra sizi sizden başka kimsenin anlayamaması (fena halde güven problemlerini de tetikliyor bence). Uzun lafın kısası, izlerken gerçekten beni çok yoran, müzikleriyle de etkisini katlayan bir film olduğunu düşünüyorum. Abartı ve boş olduğunu söyleyen erk*k kişilerine aldırış etmeden izleyin bence :) Yazdıklarımı okuyan birileri oluyorsa eğer, arayı fazla açmamaya dikkat edeceğim (umarım) :)


Bu yazının öneri şarkısı için tıklayabilirsinizz!




No comments:

Post a Comment