Yine bir süre ara verdikten sonra yazı yazmaya karar verdim. Yazmadığım bu süreçte biraz hastane işleri (iyiyim!), gezi ve mental yorgunluk ile vaktimi geçirdim. Temmuz ayı gerçekten hem çok uzun hem de yorucuydu (her anlamda). Ağustos ayının ilk yarısı bitmek üzere ve temmuz ile yarışmaya aday bence. Zamanın bu kadar göreceli olması korkutuyor mu sizi? Benim kaygı seviyemi çokça artıran bir şey bu, özellikle pek de iyi geçmeyen bu dönemleri düşündüğüm zaman.
Beklentiler hakkında birkaç şey yazmak istiyorum. Sizce kendinizden ve/ya bir başkasından bekledikleriniz gerçekten yüksek seviyede mi? Ya da ne derecede normal oluyor bu beklentiler? Ben gerçekten de değer verdiğim insanların benden bir şeyler beklemesinden ve gerekiyorsa çaba harcamaktan hiç gocunmuyorum. Bu dönem insanları ile gerçekten anlaşmakta en zorlandığım konulardan biri bu sanırım. İnsanlar, birbirleri için çaba harcamaya değer görmüyor, her ne kadar değer verdiklerini hatta o insanları çok sevdiklerini söyleseler bile. Bu benim anlayabileceğim bir şey değil gerçekten. Daha önceki yazılarımda da çaba harcamanın ne kadar değerli olduğundan bahsetmiştim sanırım. Sizin için birilerinin çaba harcamasını, onlardan bunu yapmalarını isteseniz hatta yalvarsanız dahi ulaşamayacağınız bir şey olduğunu anladığım zaman gerçekten büyük bir hüsran yaşamıştım. İdrak etmekte, daha doğrusu kabullenmekte güçlük çektiğim bir konu hala, sanırım.
Konuşmayı çok seven biri olarak, laf lafı açıyor yazarken de :) Bu yazıyı da burada sonlandırayım o zaman. Okuyan birileri varsa, teşekkür ederim (depresif bulutlarıma özenmeyin siz :))
No comments:
Post a Comment